Zarar veren aşkta, öncelikli mesele ilişkinin kendisidir. Kişiliklerden çok, iki insanın nasıl bir arada olacağı konusunda bir takıntı vardır. İki kişi sebebini bilinç yüzeyinde bilmediği bir şekilde birbiriyle çatışma halindedir.
Gerçek aşkta, bireyin kendi gelişimi çok önemlidir. Çiftlerin her ikisi de karşıdaki için en iyisini ister. Bencil olma söz konusu değildir.
Zarar veren aşkta, çiftlerden birisi diğeri olmadan hiçbir yere gidemez, karşılıklı bir bağımlılık durumu vardır.
Gerçek aşkta, çiftlerin ayrı ayrı ilgi duydukları şeyleri yapmasında bir sorun yoktur. Aksine çiftlerin hem bir arada hem ayrı olmaları kendilerine özgürlük alanı tanıdığından daha sağlıklı ilişki yürütmelerine ortam sağlar. Çiftlerin "çift" olmaktan öte, birer birey olduğu unutulmamalıdır.
Zarar veren aşkta, sevgilinizi olduğu kişiden başka bir kişiye dönüştürmeye çalışırsınız. Değişirse daha çok seveceğinizi düşünürsünüz.
Gerçek aşkta, karşınızdakinin kişiliğini her yönleriyle kabul edersiniz. Karşınızdaki kişiyi değiştirmenin onun "olmadığı biri gibi" olmasına sebep olduğunu bilir ve bilinç karmaşasının önüne geçersiniz.
Zarar veren aşkta, cinsel ilişki samimiyetin tek aracı olarak görülür. Kişiler birbirlerini elde etmek için cinselliği araç olarak kullanmaya başlar, zaman içerisinde seksin "duygusuz bir ihtiyaç" olarak görülmesine sebep olur.
Gerçek aşkta, samimiyetin kaynağı aşk, güven, ilgi ve arkadaşlıktır. Önemli olan birlikte "verimli" zaman geçirebilmek ve paylaşım içerisinde olmaktır.
Zarar veren aşkta, konuşmalar genellikle suçlama, kendini savunma veya karşı tarafı etkileyerek değiştirme amacı taşır.
Gerçek aşkta, her konuşma yapıcıdır, karşı tarafı anlamayı ve ona yardım etmeyi hedefler. Karşılıklı duygu aktarımı da oldukça önemlidir.
Psk. Sezin ÇELİKKANAT
0 yorum:
Yorum Gönder